10 Haziran 2014 Salı

Mutlu Şekerler




Mutlu anlarda her zaman yanınızda...
Mutlu Şekerler İletişim:
Tuğba Kandemir 
Tel: 0553 206 17 56
e-mail: tugba.kandemir.87@live.com

Dünden bugüne nasıl obez olduk?

                                                                               Psikolog Hilal Akbaş


Dünden bugüne nasıl obez olduk?


            Günümüzün en önemli sorusu haline geldi aslında beslenme... Beslenme karın doyurmak, canımızın istediğini yiyip içmek, açlık duygusunu bastırmak değildir. Nedir beslenme? Beslenme yaşam kalitesini yükseltmek, sağlığımızı korumak, vücudun gereksinimi olan besinleri yeteri miktarda yemek ve uygun zamanlarda besinleri almak için bilinçli yapılan bir davranış olmalıdır.

            Eskiden Türk toplumunda sadece iki ana öğün vardı. Bunlardan biri kuşluk vakti dedikleri zamanla kahvaltı adını alan yemekti. Bu aslında günümüzde yapılan kahvaltı gibi değil gerçek bir yemekti. Sabahın o saatinde yemek yenmesinin sebebi gün hareketli geçeceğinden enerjiden düşmeden sağlıklı bir şekilde çalışabilmekti.

            Diğeri ise ikindi vaktinde yenilen akşam yemeğiydi. Akşam yemeği gün batımıyla yenirdi. Gecenin ilerleyen vakitlerine ağır yiyecekler kalmazdı. O saatlerde sadece ‘yatsılık’ dedikleri hafif yiyecekler yenirdi. İnsanlar yeme içmenin zamanını bilir ve düzenlerini ona göre ayarlardı.

Neler yenirdi?

            Kuşluk yemeklerine çorba ile başlanırdı. Bu beslenme tarzı araştırmalara göre daha tok tutup uzun süre dirençli kalmaya olanak sağlardı. Bunun birlikte, geceye kalmayan akşam yemekleri yine çorba ile başlar et yemeği ile devam ederdi. Ayranlar, şerbetler, hoşaflar sofralardan eksik olmazdı. Günümüzde ara öğün olarak adlandırılan ‘yatsılık’ atıştırmalar ise mideyi rahatlatıp uykuyu rahatsız etmeyecek şekilde olurdu. Bu şekilde sağlam uyumuş bir bedenle yeni güne başlanırdı.

Günümüzde bu durum nasıl değişti?

            Değişimin temelinde hızla gelişen teknoloji ve teknolojiye ayak uyduran zaman ile birlikte değiştirdiğimiz alışkanlıklarımızı göstermek yanlış olmaz. Çoğalan ihtiyaçlarımızı zamana sığdıramayışımız yemek için ayırdığımız zamandan feragat etmemize neden oldu.
            Çoğumuz annelerimizden duymuşuzdur “Haydi evladım, yemeğini çabuk bitir; okula geç kalacaksın! Haydi, kızım, çabuk ye! Baban bekliyor oğlum yemeğini çabuk bitir! Alışverişe gideceğiz haydi yemeğinizi çabuk bitirin! Bulaşık yıkayacağım haydi yemeğinizi çabuk bitirip dersinize başlayın!...” Durum o hale geldi ki işinden çocuğunu emzirmeye giden anne bile çocuğunu alelacele emzirip işine dönme telaşında... Sorun da hep bu "Haydi!" dayatmasının sonucu unuttuk biz yemek yemeyi; bize kalan şey sadece karın doyurmak oldu. 
            Çocukluğumuzdan bilinçaltımıza işleyen "Yemeğini çabuk bitir!" cümlesi gençlik dönemimizde farkında olmadan pratik yemeklere yöneltti ve böylece o sinsi canavara hep birlikte merhaba dedik: Fastfood... Hazırlanışı kolay, pratik yiyecekler... Batı kültüründen aldığımız bu alışkanlık zamanla bizim toplumumuza da yerleşmeye başladı. Eskinin köftesinin günümüze hamburger olarak girmesi... Eskinin ayranı, şerbetinin günümüze kola olarak girmesi… Bizde sessizce ilerleyen fiziksel sorunlar ve bunların sonucunda gün yüzüne çıkan psikolojik sorunları ortaya çıkardı. Hızlı hazırlanan, hızlı yenen besinler bizi nefessiz bırakan kilolar olarak geri döndü. Kilolu olduk... Aşırı kilolu olduk... Ve hoşgeldin obezite...
 


Harşıl




Harşıl nedir ? Harşıl nasıl yapılır ? Ustalardan harşıl tarifi.




Malzemeler
Yarım kilo yoğurt
1 kilo ıspanak (pazı, ısırgan)
1 demet taze soğan
1 yemek kaşığı acuka
1 demet taze taze kişniş


Yapılışı
Ispanak (pazı, ısırgan) yıkanıp süzülür ve haşlanır, haşlanmış ıspanak(pazı, ısırgan) bıçak ile ince ince getirilir, yoğurt ince kıyılmış taze soğan, taze aghusha ve acıka ilave edilerek karıştırılır, bu karışım ıspanakla (pazı, ısırgan) karıştırıldıktan sonra haşlanmış iki adet yumurta ile süslenip servise sunulur.


Kaynak: www.ustalardanyemektarifleri.net

Şömine Kebap

Fırat Adıyaman
Eskişehir’in en işlek ve güzel caddelerinden İki Eylül caddesinde yer alan Şömine Kebap, Anadolu mutfağının vazgeçilmez lezzetlerinden cağ kebabın en iyi yapıldığı yerlerden biridir. Eskişehir’de okuyan çoğu öğrencinin uğradığı bir mekândır Şömine.

Benim de Şömine'yle tanışmam öğrencilik yıllarımda oldu. Cağ kebabı yemeniz için illa Anadolu’nun doğusuna; Erzurum, Artvin’e gitmenize gerek yok. Bu eşsiz lezzet Eskişehir’in merkezinde sizi bekliyor.

Daha önce İstanbul’da cağ kebabı yememe rağmen, Şöminede Cağ’ı yedikten sonra, adeta kebaba bakış açım değişti. Ustaların iyice dinlendirip, özel baharatlarıyla süslediği etin odun ateşindeki dansından sonra pişmesini oturduğunuz masalardan izleme keyfini de yaşayabiliyorsunuz.


  Tabii, benim gibi yemeği seven insanlar için bu kısa süreli bekleyiş bazen gerginliği de neden olabiliyor. Kebabı pişirilmesini izleme keyfinden sonra, kebabın yenilmesi ise keyfin ve rahatlamanın aynı anda yaşandığı güzel anlardan biridir. Cağ kebabının yumuşacık etinin damağınızdaki bıraktığı tat, o anki sıkıntılarınızdan uzaklaşmanızı sağlayabilir.

Şömine’de Cağ kebabının yanında içilen ayrandan bahsetmemek olmaz. Şömine’nin kendi yaptığı ayran, yaylalarda yayık ile yapılan ayran kadar güzel oluyor. Cağ kebap ile ayranın bileşimi ise tarifi yapılmayacak bir lezzeti ortaya koyuyor. Şömine’nin şehir dışından gelen birçok ziyaretçisinin olduğunu öğreniyoruz. Bugünlerde mezuniyet heyecanı var ve öğrenciler ailelerine Eskişehir’i gezdiriyor. Mezuniyet töreni, şehir stadyumunda yapılacağından güzel bir adres olarak ailenizi şömineye götürebilir, bu lezzeti onlara da tattırabilirsiniz.


Şömine Kebap
Adresİki Eylül Cad. No:37 - Eskişehir
Telefon0 (222) 230 54 55