18 Mayıs 2014 Pazar

Yörük Çadırı

Aslında Yörük Çadırı ile tanışıklığımız geçen senenin sonlarına dayanır. Arkadaşımla Reşadiye Meydanı'nda ayran-simit kaçamağı yapmak üzere sözleşmişken birden kendimizi vitrinde yufka açan kadınların önünde buluverdik. Beni bilen bilir; hamur işi oldu mu rejim, tokluk anlamam dinlemem patatesli mi peynirli mi diye düşünürüm. Yine öyle bir ikilemde öylece baktım vitrine. Sadece vitrindeki hamur işi gösterisi değildi beni çeken, dükkânın içi bir çadıra dönüştürülmüş, masalsı bir havayla ‘İçeri buyurun’ der gibi duruyordu. Davete icabet etmemek olmaz tabi. Girdik ve büyüye kapıldık. O gün bu gündür ne zaman moralim bozuk olsa neşelendirmek için seçenekler arasına alınırdı çadır. Şimdi de tanıtmak için kelimeler seçmek zorundayım ve inanın zorlanıyorum.
            Fotoğraflarda da gördüğünüz gibi öyle büyük bir yer değil Yörük Çadırı. Oraya müşteri olarak gidenler ayrı masada oturma ihtimalini düşünmez bile. Bir bakarsınız yanınıza oturan orta yaşlı çift ‘Sıkışmayın çocuklar, şöyle oturalım yeriniz genişlesin.’ deyivermiş. Bir bakmışsınız ‘tanımak’ aslında gereksiz bir laf; yan masadaki insanlarla ortamı paylaşıyor ve büyük bir sabırla siparişinizi bekliyorsunuz. Büyük bir sabırla diyorum çünkü yoğunluk mutfağa da yansıyor ve devamlı ‘misafirler’ yoğunluğu bildiklerinden ilk olarak ‘Hazırda ne var?’ diye soruyor.
            İçeri ilk girdiğim güne dönersek, saflıkla patates ve peynirle seçeneklerimi sınırlarken önümdeki listede seçeneklerin bolluğu başımı döndürmüş ‘Şundan istiyorum, yok vazgeçtim bundan olsun.’ Derken güç bela bir karara varabilmiştim. Her gidişimde aynı anda iki farklı gözlemenin tadına varmanın kolay yolu yanımdaki arkadaşla farklı sipariş verip paylaşmaktı. Ben de öyle yaptım.
            Çadırda her kesimden insana rastlamak mümkün. Erasmuslu öğrencilere kültürümüzü tanıtmak isteyen gençler, çevre illerden gelip arkadaş tavsiyesiyle gözlemeden tatmak isteyen insanlar…
            Sadece gözlemelerden bahsedip bazlamanın hakkını yemek istemem şimdi. Enfes tarhana çorbasının yanına gelen bazlama ekmeğiyle karnımı doyurmak istediğim zamanlar da oldu.
             Lafı uzatmadan mekânla ilgilenen Hüseyin Bey ile sohbetimizden bahsedeyim en iyisi...Vakit buldukça ziyaret ettiğim yerlerden biri olduğu için bu ziyaretimde ağzımı gözleme yemek için değil bilgi almak için yordum. Tabi mekân çok yoğun olduğu için aklımdaki en kilit soruları sorabildim Hüseyin Bey'e. Çadırda en çok mantı beğeniliyormuş. Gözlemelerden ise mantarlı kaşarlı ve kıymalı kaşarlı yoğun talep görüyormuş. Yörük Çadırı sosyal medyada yokmuş. Ben en çok hangi ürünlerin beğenildiğini sorduğumda ‘Hani ünlü bir site vardı F ile başlayan…’ diyor Hüseyin Bey. Gayri ihtiyari yemekle ilgili bir site olduğunu düşünüp aklımın kenarında köşesinde böyle bir sitenin adı var mı diye düşünüyorum; ama yok, olmuyor. Biri bana ‘Şu harfle başlıyordu’ dediğinde alfabem şaşıyor benim... Neyse ki sonradan hatırlıyor Hüseyin Bey ‘Sosyal medya hesabımız yok ama müşterilerimiz Foursquare’de sık sık paylaşımda bulunuyor.’   
                       

           

 Yörük Çadırı'nda ayrıca bazlama ekmeği, ev yapımı toz tarhana, bazlama ekmeği, kol böreği gibi ürünler de satılıyor.

Yörük Çadırı İrtibat Tel: 0222 220 00 45

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder